İnsan yaratıclığının sonu yok ve muhtemelen yapay organik yaşam yaratana kadar sınırlarımızı zorlamaya devam edeceğiz. Hayal gücü ve bilimin ortaklığı ateşin icadından günümüze kadar gerek bireysel, gerek toplumsal alışkanlıklarımızı ve geleneklerimizi değiştiren devrim niteliğinde birçok buluşa öncülük etti.
Bilim kendimizi ve evreni daha iyi anlamamızı sağlarken teknoloji ise kendimizi ve sınırlarımızı aşmamızı sağlıyor. Bilim ve teknoloji sayesinde gözümüzden çok daha kaliteli görebilen lensler yaptık. Hiçbir duyu organımızla hissedemediğimiz dalgaları manipüle ederek iletişim kurmaya başladık. Hatta kendi bedenlerimizi ‘hack’leyerek, tabiri caizse meta-insanlar yarattık. Gerçek Dünyanın Captain America’ları! İşte Bilimsel Yollarla Kendilerine Süper Güçler Veren 8 İnsan içeriğimizde de bunlardan bir kaçına yer vermiştik.
Amal Graafstra ellerine yerleştirdiği çipler sayesinde kendini elektronik eşyaları kontrol edebilen ayaklı bir kumandaya dünüştürüyor. Gabriel Licina gözlerine enjekte edilen bir solusyon sayesinde karanlıkta diğer insanlardan %70 oranında daha fazla görebiliyor. Frank Swain kulağına taktığı bir protez sayesinde Wi-Fi sinyallerini duyabiliyor.
Fakat bilinç, zeka ve beynin işleyişi bilim insanları için hala birçok gizemi barındırıyor.
Nörologlardan bilgisayar bilimcilerine matematikçilerden psikiyatristlere kadar birçok farklı disiplinde çalışan bilim insanları bir yandan beynin nasıl çalıştığını çözmeye çalışırken, bir yandan da insan beyniyle aynı çalışma mekanizmasına sahip bir yapay zeka, hatta bilinç oluşturmanın peşinde. AyrıcaFacebook ve Google gibi internet devi firmalar da yapay zeka araştırma ve geliştirme çalışmalarının kapsamını gün geçtikçe arttırıyor.
Günün birinde kendi bilincine sahip insan gibi düşünen makineler üretebilecek miyiz? Burası muallak olsa bile en azından bazı özel alanlarda insan zekasını alt edebilen yapay zekalar üretildi. Yıllar önce Kasparov’u satrançta yenen bilgisayarı hatırlıyorsunuzdur. Satrançtan çok daha karmaşık ve çok daha fazla olasıklıklara sahip 3 bin yıllık Çin strateji oyunu Go’da bir bilgisayarın insanı yenmesine çok düşük ihtimal verilmesine rağmen bu da 2016 yılında iki kez gerçekleşti. Bazı yapay zeka geliştiricileri ise geliştirdikleri bir yapay zeka yazılımına Doom oynatmayı planlıyor ve insan oyuncuların karşısındaki rakibin insan mı yoksa makine mi olduğunu tahmin etmelerini bekledikleri bir deneye hazırlanıyor. Turing Testi’nin belki de sadece Doom için olanı diyebiliriz 🙂
Machine Learning ile yaratıcılığımız tavan yapacak
Yapay zekanın temelleri makine öğrenimi (machine learning) denen bir temele dayanıyor. Makine öğrenimi özetle ‘gündelik hayatta kullandığımız dijital teknoloji ürünü eşyaların hareketlerimizi ve çevremizdeki verileri analiz ederek üretkenliğimizi arttıracak tavsiyeler vermesi’ şeklinde açıklanabilir. Bu günümüzde kullandığımız bir teknoloji ve aslında bir hayli yaygın. Bunun bir adım ötesine bile geçtik hatta: nesnelerin interneti (internet of things).
Peki bundan sonra ne olacak? İnsanlar popüler kültürün de etkisiyle genellikle yapay zekanın, makinelerin insanların yerini alacağını düşünüyor. Oysa The Next Web’de yayınlanan bir içerik yapay zekanın insan zekası yerine geçeceğini değil insan yaratıcılığını arttıracağını iddia ediyor.
İnsan ‘gibi’ okuyan ve beste yapan yapay zekalar
Bugüne kadar hiçbir makine özgün bir sanat eseri üretememişti. Google, Deep Dream varolan görsellerden öğrenen ve öğrendiklerini uygulayabilen bir yapay zeka. Google Brain takımının geliştirdiği yeni bir yapay zeka, Magenta ise video ve müzik algoritmalarını kullanarak 90 saniyeliközgün bir piyano parçası besteledi.
Bir başka önemli gelişme ise Facebook cephesinde yaşandı. İnternetin en büyük sosyal medya ağı okuduğunu insan gibi analyabilen bir yapay zeka geliştirdiğini duyurdu. Deeptext adını verdikleri yazılım şimdilik sadece İngilizce metinleri okuyup anlasa da yapay zekanın geleceği için önemli bir gelişme kabul ediliyor.
Deeptext sadece okuduğunu anlamıyor, ifadelerin bağlamlarını da anlayabiliyor. Örneğin ‘bir araca ihtiyacım var’ yazdığımızda Uber veya BiTaksi gibi uygulamaları kullanmanız konusunda size tavsiye verebiliyor, fakat ‘arabaya bindim’ dediğinizde vermiyor.
Yapay zekanın sonu nereye varacak?
Yapay zeka gelişmeleri çok heyecan verici olsa da geleceği konusunda bir öngörüde bulunmak neredeyse imkansız. İsmail Hakkı Polat, yapay zeka ve nesnelerin internetinin iki muhtemel geleceğinden bahsediyor:
“…internet şu anda çok fazla ticari olarak şekillendiriliyor. Bu ticari şekillendirme bir yandan mahremiyetin ihlali, insanların paraya veya statüye göre sınıflandırılması gibi belirli hakkaniyetsizlikler getiriyor. Akademisyenlerin, sosyal bilimcilerin, bu işi yapan yazılımcı ve donanımcıların bunları düşünerek interneti şekillendirmesi gerekiyor. Oradan Frankenstein’ın canavarı mı çıkacak, yoksa hayatımıza hizmet eden robot asistanlar mı çıkacak?”